Değişiklik hepimizin hayatında farklı anlamlar taşır. Her kelime gibi. İletişim dilinde kullandığımız temel anlamından daha derinde bir yer edinir. Edinmeyedebilir, fakat doğrusu hangisi, her sübjektif durum gibi bu da tartışılır.

Fakat son iki yılı aşkın süredir en çok yaşadığımız durum tanımıdır bence. Çalışma düzenlerimiz, giyim alışkanlıklarımız, gündelik yaşam düzenimiz, insan ilişkilerimiz ve çok daha fazlası. Biraz garipsedikten hemen sonra ayak uydurduğumuz onlarca yenilik ve kendimize yontuşlarımız peşinde akıp giden zamanlar. Muhtemelen bir çoğumuzun zaman kavramında bile değişiklikler oldu; göreceliliğini kendimize kanıtladık en azından. 

Tüm bu süreçte en çok zaman geçirdiğimiz yer dört duvarlardı. Çoğunlukla zaruri oluşan yeni alışkanlığımızdan yer yer de artık dışarıda güvenli hissetmediğimiz anlardan. Bu süreçte evlerimizi ya kendi elimizden geldiğince minik değişikliklerden geçirdik ya da evlerimizi değiştirdik. Sayfiyede kendi yolculuklarına çıkanımız da oldu, tüm hayatını evinin üzerine kuran da. Köklenen de oldu salınan da. Fakat öğrendik ki kıymetli bir yalnızlığımız var. Baktığımız her yer güzel görmeyi hak ediyor dedik. Herkesin görmediği evimiz de pek özel aslında dedik. Bu sürecin tam da ortasından geçerken bir arkadaşım "evini dekor olarak kullanma; keyif alabileceğin bir yere dönüştür" demişti. Doğru; eğer dünyada her şeyi keşfe değer bulan, yerinde durmayan biriyseniz eviniz dekora dönüşebiliyor. Halbuki gezip, ziyaret etmeyi sevdiğimiz her detayı evimize taşımak pek ala mümkün. En özel hissedebileceğimiz alanın biz kokması mümkün. O alan her neresi ise orası da bizimle birlikte nefes almayı hak ediyor. Bir oda, bir ev, bir çadır, bir araba veya bir bahçe ya da bir ağaç altı. Dokunmayı, buradaydık denmesini, kokmayı, biriktirmeyi, yaşamayı hak ediyor. 

Aidiyet ile değil fakat anımsanmak; kokularımızdan, gördüklerimizden, anlattıklarımızdan geçiyor.

Biz içinden geçerken hayatlarımızın bizi ne anlatıyor ile tanışmaya yeni başlayanlar için geliştirilen motor becerileri de olmuştur tabii. 

Mesela ben çok da geliştiremedim; eşya boyayamıyormuşum. Fakat içinde zaman geçirebiliyormuşum, geçirdikçe kendi kendime bakmayı veya baktığımla oynamayı seviyormuşum. 

Her birimize çok iyi gelmiş olsun değişiklik. Her ne değiştiyse evimizde. 

Hala değiştirmeye devam edenler için de var elbet önerilerimiz. 

Ev Dekorasyon & Yaşam bölümümüzü ziyarete bekleriz.